26.05.2023 09:21
Son Güncelleme: 26.05.2023 09:21
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Talibi Kemal Kılıçdaroğlu, bir takım ziyaret ve halk buluşması için Adana’ya geldi. Kılıçdaroğlu ilk olarak Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda uyuşturucu bağımlılarının aileleriyle toplantı yapmış oldu. Aileler kürsüde söz alarak yaşadıkları sorunları söyledi. Uyuşturucuyu bırakan bazı kişiler de yaşadıklarını dile getirdi.
Konuşmaların arkasından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, uyuşturucu konusunu senelerdir araştırdığını kaydederken, “Öyleki bir illetle karşı karşıyayız ki bu illet ile savaşım etmek zorundayız. Eğer bir evde bir uyuşturucu bağımlısı var ise anası, babası, çocuğunun evladının uyuşturucu kullandığını başkasının bilmesini istemiyor. Senelerdir ben bunu araştırıyorum. Üniversitede hocalar araştırıyor. Bilimsel niteliği olan dünyanın araştırması haricinde bu mevzuda belediye başkanlarımızın artı pek oldukca sivil cemiyet kuruluşunun araştırmaları da var. Bu illet bulaştığı andan itibaren evde refah kalmaz. Bundan dolayı benim bir sözüm var. Bu millete bir sözüm var. Her evde huzurun, bereketin olmasını isterim. Her evde eğer bolluk, refah var ise apartmana, sokağa, caddeye, şehre yansır. Eğer bir şehirde uyuşturucu kullanımı yaygınsa o kentte kimse sokağa çıkamaz. Genç kızlar sokağa çıkamaz, gençler sokağa çıkamaz. O nedenle bu temelde ele alınması ihtiyaç duyulan büyük bir illettir ve bu illetle ilgili savaşım etmek gerekir. Şimdi, Türkiye bilhassa son 10 yılda tüm uyuşturucuların neredeyse merkezi haline geldi. Ta Cenup ABD’dan ilkin Afrika’ya sonrasında Türkiye’ye getiriliyor. Asya’dan, Afganistan’dan tüm bu sınırlar aşılarak gene Türkiye’ye getiriliyor. Ilkin fukara ailelerin evlatları uyuşturucuya alıştırılıyor. Bir arkadaşımızın söylediği benzer biçimde parasız veriliyor. Arkasından bunlar torbacı hale getiriyorlar” diye konuştu.
‘BU TABLODAN TÜRKİYE’NİN ÇIKMASI LAZIM’
Kılıçdaroğlu, bu fukara ailelerin sorununu çözmek zorunda bulunduğunu bunun kendisi için bir namus borcu bulunduğunu ifade ederken, “Ben o yoksul ailelerin derdini çözmek zorundayım bu benim için bir namus sorunudur. Iyi mi olur da kalkacaksınız Afganistan’dan uyuşturucu getireceksiniz, tüm bu sınırlar iyi mi aşılacak? Gemilerle uyuşturucular gelecek, iyi mi aşılacak? Öyleki bir musibet ki bulaştığı anda evde, mahallede, şehirde huzuru bırakmaz. O nedenle, bu mevzuda yaptığım tüm araştırmalarda, tüm gözlemlerde bu acı tabloyu yaşayan ailelerde, bazen bir araya geldiğimizde, onların gözlerinden, onların seslerinden, davranışlarından anlıyorum ve bunun bir siyasal tercih bulunduğunun da altını çizmek isterim. Eğer deseler ki uyuşturucu mevzusunda siyasal otorite ‘Kardeşim bunu engelleyin.’ Vallahi billahi polise yetki versinler ve siyasiler dokunmasın tüm uyuşturucu baronlarını gider kulaklarından meblağ, hâkimin karşısına çıkarırlar ben bunu adım benzer biçimde biliyorum. Çoğumuz bunu oldukça iyi biliyoruz. İstanbul’da bir anne aynen şunu söylemiş oldu, ‘Çocuğumu okula gönderiyorum, okuldan çıkmış olduğu anda karşısında uyuşturucu satıcısı var onu görüyor, biliyor, tanıyor’ dedi. Akşam erişince ceplerine bakıyorum cep telefonu duruyor mu durmuyor mu? Satmışsa demek ki uyuşturucu almış. Bir anne için en büyük dram. Gene bir ailede şahit oldum. Anne-baba diyorlar ki ‘vallahi biz yatarken yatak odasının kapısını arkadan kilitliyoruz, oğlumuz geliyor uyuşturucu kullanıyor, kendi yaşantımız tehlikede’ diyor. Bu tablodan Türkiye’nin çıkması lazım. Bu tablo bizim hak ettiğimiz bir tablo değil. Niçin siyasiler diyorum? Bu işin sorumlusu niçin siyasiler, niçin ülkeyi yönetenler? Şunun için. Para bitti, her şeyi sattılar, fabrikaları, arsaları, daireleri her şeyi sattılar para yok, paraya gereksinimleri var. Bu sefer kanun çıkardılar. Yurt dışındaki tüm kirli paranı Türkiye’ye getirebilirsin. Uyuşturucu paralarının tamamını Türkiye’ye getirebilirsin. Paraları getir, tam 8 sefer kanun çıkardılar. Bir değil iki üç beş değil tam 8 kere kanun çıkardılar, uyuşturucu baronlarının parasını Türkiye’ye getirin ne savcı ne polis ne mahkeme, kimse size dokunmayacak. Ve bunlar paraları getirdiler. Paraları getirirken kendileri de geldiler” ifadelerini kullandı.
‘ŞİMDİ SİZİN DÜŞÜNMENİZ LAZIM’
İstanbul’un uyuşturucu baronlarının at koşturduğu bir yer bulunduğunu özetleyen Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş oldu:
“O denli rahatlar ki ‘Kimse bizlere dokunamaz’ diyorlar ve kimse dokunmuyorlar onlara. Hapse girmiş uyuşturucu baronlarını bile çıkardılar hapisten. Şimdi sizin düşünmeniz lazım. Ülkeyi bu batağa sokanlara sizin oy vermemeniz lazım. Evladınızı, ailenizin, komşunuzun huzurunu düşünüyorsanız bu uyuşturucu baronlarıyla savaşım etmeyenlere asla ve asla oy vermemeniz lazım. Bu illetten çocuklarımızı kurtarmak gerekiyor. En fakirinden en zenginine kadar her ailenin bütçesine gore uyuşturucu satılıyor. Bu şekilde bir pazar olur mu? 80 milyon insan zehirleniyor burada. Bizim evlatlarımız, çocuklarımız zehirleniyor burada ki her anne için evladın ne işe yaradığını tamamımız biliriz. Anneler evlatları üstüne titrerler. Ayağına taş değmesin derler. Aman karnı aç mıdır tok mudur derler. Aman yemeğini zamanında yedi mi aman güzel bir evlilik yapsın güzel torunlarım olsun, tüm anneler bu şekilde bir beklenti içerisindedir fakat bu beklentinin dışına çıkıp uyuşturucu illeti ile tanışınca değişik bir dünya çıkıyor ortaya. Bunun mücadelesini yapmak zorundayız. Ve birlikte yapmak zorundayız. Savaşım iyi mi olacak? Bir, uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağız. Benim bu millete sözüm var, Tanrı nasip eder siz değerli ziyaretçilerimizin oylarıyla Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda ilk yapacağım iş uyuşturucu baronlarının kökünü kazımak olacak. Hiçbirisini Türkiye’de tutmayacağım. Fakiri, zengini, tüm evlatlarımızı zehirlediler. Hepsinin kökünü kazıyacağım. Hepsini dışarı süreceğim. Buradaysa hepsini yakalayıp hapse attıracağım. Bu şekilde bir rezalet olmaz. Bunun yolu sandığa gideceksiniz, elinizi vicdanınıza koyup oyunuzu öyleki kullanacaksınız. O evlatlar hepimizin evladıdır. Bir annenin, babanın yaşamış olduğu dram, hepimizin ortak dramıdır. Onun başına gelen yarın bizim de başımıza gelir, evladımızın da başına gelebilir. Bu memlekette refah istemiyor muyuz? Birlikte yaşayacaksak refah içinde yaşayacaksak bu laneti bu topraklardan temizleyip atmak zorundayız. Afganistan’dan buraya gelirken milyar dolarlar dönüyor. Gemilerle Cenup ABD’dan gelirken miyar dolarlar dönüyor. Türkiye’de imalatçıları var. Kimin nerede uyuşturucu yapım ettiğini hepimiz biliyor. Adresi de yeri de belli, kişi da belli hepimiz biliyor fakat polis yakaladığında derhal polise müdahale, sen niye yakaladın. Başı belaya giriyor polisi sürüyorlar bu sefer. Bu memleketin namuslu polisleri, bürokratları var yeter ki siyasetçi de namuslu olsun, siyasetçi de bu milletin hakkını, hukukunu gözetsin. Bunu yapacağız. Asla kaygı etmeyin, onların gözünü çıkaracağım bu topraklardan süreceğim, asla kaygı etmeyin.”
‘UYUŞTURUCU BARONLARI ADAYLIĞIMA KARŞI’
Bir devletin meşru zeminde olmak zorunda bulunduğunu, kirli paraya gerekseme duymayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyleki sürdürdü:
Eğer bir devlet, bir siyasal otorite, kirli paraya gerekseme duyuyorsa uyuşturucu baronlarının adamı olur. Benim Cumhurbaşkanlığı adaylığıma 2 kesim oldukca karşı. Birisi uyuşturucu baronları, diğeri de 5’li çeteler. 5’li çeteleri de temizleyeceğim, uyuşturucu baronlarını da temizleyeceğim. Ve öyleki bir noktaya geldi ki, uyuşturucu baronları kendi hesaplaşmalarını da Türkiye’de yapıyorlar. Her birisi yabancı ülkelerden gelmişler, kimisi doğudan kimisi batıdan gelmişler, kendi çıkarları için Türkiye’de hesaplaşıyorlar. Birbirlerine tabanca çekiyorlar, birbirlerini öldürüyorlar ve bu ülkeyi yönetenler yalnız seyrediyor. Onların hesaplaşmaları değil, bu topraklarda onlara yer yok dememiz lazım. Onlara bu toprakların eğer kalırlarsa söz vereceğim gömüt yapacağım. Şunu da bilmenizi isterim. Sizin evlatlarınız hepimizin evlatlarıdır. Onların güzel bir Türkiye’de yaşaması, bulundukları kentte refah içinde yaşamaları, iş güç sahibi olmaları, hepimizin ortak arzusudur. O süre ülkeye bolluk gelir, refah gelir. Eğer çakallar var ise bu ülkede, çakalların savaştığı bir yer var ise o ülkede refah olmaz. Bundan dolayı söylüyorum, uyuşturucu baronlarını da onların çakallarını da temizleyeceğim, görmüş olacaksınız.”
‘BU KONUDA SINIFTA KALMIŞ VAZİYETTELER’
Uyuşturucu kullanan gençlerin tedavi edilmesi icap ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyleki tamamladı:
“Bu mevzuda da sınıfta kalmış vaziyetteler. Yeteri kadar tedavi merkezleri yok. O tedavi merkezlerinin de bir halde yenilenmesi, güzelleşmesi, yetkin doktorların gelmesi ve bunların devamlı denetim edilmesi ve bu insanların topluma kazandırılması lazım. Eğer bunlar topluma kazandırılırsa, işleri, güçleri olursa, güzel aile birlikteliklerini sürdürürlerse hepimizin ortak arzusu gerçekleşmiş olur. Uyuşturucuya oldukca rahat ulaşabiliyorlar. Bu da söylendi. Yalnız Adana değil, Türkiye’nin tüm coğrafyası bu şekilde. Şanlıurfa’yı da biliyorum, Karadeniz’i de İç Anadolu’yu da biliyorum. İç Anadolu’da bir kente gittim dediler ki aşağıda hela var, taksi şoförü konu alıyor, ‘Kimse korkudan inemiyor fakat gidiyorlar orada uyuşturucu kullanıyorlar. Kimse cesaret edip wcye bile gidemiyor dediler’ Bunlar var fakat kimse görmüyor, bu probleminin ne kadar derin bulunduğunun bilincinde bile değil. Niye bu belayı konuşmuyorlar? Uyuşturucu baronlarını kızdırırız diye. Onlar bizlere para veriyorlar diye. Onların vereceği paraya nalet olsun. Temiz, helal para lazım. Bir kardeşimiz söylemiş oldu, ekmek satan bununla beraber uyuşturucu da satıyor. Bu bilinmiyor mu? Biliniyor. Niye tedbir alınmıyor, gereği yapılmıyor? Her insanın evladı kıymetli.”
Kılıçdaroğlu, salondaki konuşmasının arkasından dışarıda kendisini bekleyenlere seslenip, ne olursa olsun sandığa gitmelerini istedi.
Yeşil Sol Parti’den ikinci tur sonucu! Kılıçdaroğlu’na isim vermeden destek
Son Dakika Haberler